Bolu’da Gençlik ve Spor Bakanlığının "Tecrübe Konuşuyor, İçimizdeki Kahramanlar" projesi kapsamında düzenlenen programda, 15 Temmuz gazileri, Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) darbe girişimi sırasında yaşadıklarını anlattı.
Abant İzzet Baysal Üniversitesi Bordo Salonda düzenlenen programa Bolu Valisi Aydın Baruş ile eşi Nagihan Baruş, Garnizon Komutanı Kurmay Albay Muammer Alper, Belediye Başkan Vekili Zerrin Biçen, daire müdürleri, şehit yakınlarımız, gazilerimiz, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.
Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan program, Kuran-ı Kerim Tilaveti ile devam etti.
“BİZ YARATILMIŞ OLANLARA KULLUĞU DEĞİL, ANCAK ALLAH’A KULLUĞU KABUL EDEN BİR MİLLETİZ”
“Mukaddes bildiği değerler uğruna , vatanı, milleti, bayrağı, dini ve namusu uğruna canını feda etme anlayışı bizim hamurumuza can veren ruhu oluşturmuştur” diyerek sözlerine başlayan Bolu Valisi Aydın Baruş, “Biz yaratılmış olanlara kulluğu değil, ancak Allah’a kulluğu kabul eden bir milletiz” dedi. Şehitliğin ve gaziliğin bu milletin daima şerefi olmuş payeleri olduğunu aktaran Bolu Valisi Aydın Baruş, bu milletin tarih boyunca verdiği mücadele ruhuyla Gazi Millet unvanını hak eden bir millet olduğunu aktardı.
“RUHLARINDA KÖLELİK TAŞIYANLAR İÇİN İRADEYİ KULLANANIN KİM OLDUĞU FARK ETMEZ”
Şehitlik ve Gazilik ruhunun tarih boyunca bu milletin bağımsız ve özgür bir hayat sürmesinin teminatı olduğunu aktaran Vali Baruş, konuşmasında özetle şu ifadelere yer verdi: “Bir millet kendi kaderi üzerinde karar verilen hususlarda kendini sorumlu saymaz ise o topluluğun başkalarının iradesiyle yönetilmesi mukadderdir. Ruhlarında kölelik taşıyanlar için iradeyi kullananın kim olduğu fark etmez. Bu bazen işgalci bir güç, bazen de onlara hizmet etmeyi marifet sayan bir anlayış olabilir. Şehitlik ve gazilik şuuruna sahip olanlar ölümden korkmazlar. Şehitlik ve gazilik ruhu bugün de bağımsızlığımıza ve özgürlüğümüze kast edenlere karşı en büyük gücümüzdür.
“BİZİ ÖLDÜREBİLİRSİNİZ AMA CEDDİMİZDEN MİRAS ALDIĞIMIZ ÖZGÜRLÜK VE BAĞIMSIZLIK RUHUNU ASLA TESLİM ALAMAZSINIZ”
15 Temmuz 2016 tarihi bu ruhun tüm yüceliğiyle benliğimizde yer ettiğinin en açık göstergesi olmuştur. 15 Temmuz’da bu millet, asker elbisesi giydirdikleri teröristler eliyle kendi canına kast eden, binlerce yıldır oluşturduğu birlik ve kardeşlik mayasını zehirlemek isteyen, insanlarımızı birbirine düşürerek ülkemizde iç savaş ortamı çıkarmak ve bu yolla ülkemizi parçalamak için bölücü terör örgütü ile işbirliği yapan, Sayın Cumhurbaşkanımızın şahsında; Türkiye’nin dünyadaki dik duruşunu hedef almak suretiyle milletimize boyun eğdirerek geleceğini vesayet altına almak isteyen bizlere umut bağlayan mazlumların umutlarını söndürmek isteyen, köle ruhlu hainlere karşı, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla kadın-erkek, genç-yaşlı demeden sokaklara, caddelere, meydanlara koştu. Şehitlerimiz, gazilerimiz, tüm vatandaşlarımız dünyaya haykırdı. Bizi öldürebilirsiniz ama ceddimizden miras aldığımız özgürlük ve bağımsızlık ruhunu asla teslim alamazsınız.
“YÜCE RABBİM BİR DAHA BU MİLLETE 15 TEMMUZ İHANETİ GİBİ İHANETLER YAŞATMASIN”
Tarih boyunca olduğu gibi bugün de Türk Milletinin onurlu birer ferdi olarak, terör örgütlerinin ve vesayetçi anlayışı benimsemiş olanların bu oyunlarını bozmak, şehitlerimizin ve gazilerimizin fedakarlıklarının değerini çok iyi idrak etmek, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tekliği ve vatanımızın bölünmez bütünlüğünün kıymetini bilerek ay yıldızlı bayrağımızın altında birlik ve kardeşlik içerisinde tek millet olarak yaşama irademizi devam ettirmek her zaman temel şiarımız olmalıdır. Yüce Rabbim bir daha bu millete 15 Temmuz ihaneti gibi ihanetler yaşatmasın.”
Programda Yetenek Sizsiniz Türkiye finalistlerinden kum sanatçısı Veysel Çelikdemir "15 Temmuz" temalı gösteri sundu.
Programın moderatörlüğünü yapan dizi ve sinema oyuncusu İsmail Hakkı Ürün, burada yaptığı konuşmada, Suriye'de Beşşar Esed rejiminin, İdlib'in Han Şeyhun beldesine düzenlediği kimyasal silah saldırısında hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diledi.
Ürün, Suriye’deki bebeklerin de ölümlerinin önüne geçmek için Türk milletinin bir arada olmasının şart olduğunu ifade etti.
FETÖ'cü hainlerin ve o hainleri besleyenlerin, onların ipini tutanların Türkiye'nin büyümesini, güçlenmesini istemediklerini kaydeden Ürün, Türk milletinin hiçbir zaman hainlere geçit vermeyeceğini vurgulayarak, "15 Temmuz asla ve kata unutulmayacak bir olaydı. Bir ihanetti. Bize ait olan silahlar bize çevrildi. Birçok şehit verdik. Birçok gazimiz var. Bugün sokakta elimizi kolumuzu sallayıp yürürken, sağa sola baktığımızda bir kahraman görebiliriz. İçimizde yaşayan kahramanlar var." şeklinde konuştu.
15 TEMMUZ GAZİLERİ YAŞADIKLARINI ANLATTI
FETÖ'nün darbe girişimi sırasında gazi olan Ayla Kasarcı 15 Temmuz gecesinde yaşadıklarını anlattı.
Kanser tedavisi gördüğü hastaneden o gün eve geldiğinde kolunu kaldıracak halinin bile olmadığını anlatan Kasarcı, "Ben bir koltuğa uzanmıştım. Eşim futbol oynamayı çok severdi. Severdi diyorum. Şu an oynayamıyor çünkü. O esnada kızım 'anne darbe oluyormuş' dedi. Bir durdum. Çünkü darbe olmasını gerektirecek hiçbir şey yoktu ki. Neden darbe yapılıyordu? Neden benim özgür irademe müdahale ediyorlardı? Neden benim özgürlüğümü kısıtlıyorlardı?" ifadesini kullandı.
"ÜZERİMİZDE TÜRK BAYRAĞI, DİLİMİZDE TEKBİR VARDI"
Kasarcı, yatsı namazını kıldıktan sonra eşi ve görümcesi ile birlikte köprüye doğru yürüdüklerini belirterek, şöyle devam etti:
"Köprünün girişine geldiğimizde, bizim üniformamızı çalmış, bizim asker dediğimiz ama sonradan terörist olduklarını anladığımız kişiler önümüzden bir kamyon ve tankla geçmeye başladılar. Geçerken de havaya ateş ediyorlardı. Eşim, 'korkmayın ya bunlar bizim askerimiz, bize ateş edecek halleri yok ki.' dedi. Çünkü üzerimizde Türk bayrağı, dilimizde sadece tekbir vardı. Başka hiçbir şey yoktu, kendimizi savunmak adına. İlerledikçe yaralanan, şehit olan kardeşlerimizi gördük. Onlara yardım etmeye çalıştık. Moto kuryeler o gece bize ambulans görevi sağladı. Motosikletin arkasına bir tane gazimizi koyuyorduk. Onun arkasına da bir tane yaralanmayan kişi koyuyorduk ki destek olsun. Hastaneye gidebilsinler diye."
"15 TEMMUZ'DAKİ CESARETİMİZLE DÜNYAYA ÖRNEK OLDUK"
"Herkes ölsün istiyorlardı. Bugün bu güzel ülkemi Suriye'ye çevirmek istiyorlardı." diyen Kasarcı, bir söyleşisinde, Suriyeli bir genç kızın kendisine "Eğer 15 Temmuz olayı Suriye'nin işgalinden daha önce olsaydı inanın bize örnek olurdunuz" dediğini anlatarak, şunları söyledi:
"Biz 15 Temmuz'da gösterdiğimiz cesaretle aslında tüm dünyaya örnek olduk. Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir ülke yoktur ki, 12 saatte bir darbeyi bastırsın, ertesi sabah normal yaşantısına devam etsin. Biz Türk halkı olarak her konuda dirayetli olduğumuzu gösterdik." .
Kasarcı, o gün Boğaziçi Köprüsünde bulunan hiçbir sivil vatandaşın elinde silah olmadığını belirterek, şunları kaydetti: "Sadece elimizde Türk bayrağı, dilimizde tekbir vardı. Onlar orada sadece bizim dilimizdeki tekbire ve sırtımızdaki Türk bayrağına ateş ediyorlardı. Benimle ve benim gibi orada bulunanlarla şahsi meseleleri buydu. Benim inancımdı, benim bayrağımdı, benim toprağımdı. Bütün hepsinin derdi buydu. Bizim üniformalarımızı çalmışlar. İnsanın hiç aklına gelir mi? Biz küçükken asker gördüğümüz zaman selam dururduk. Onlar bize gülümseyince mutlu olan çocuklardık. O şekilde büyüdük. Hiç ateş edecekleri, bizi öldürmeye kastedecekleri o esnada aklımıza gelmedi."
EŞİM, 'BEN VURULDUM' DEDİ
Ayla Kasarcı'nın eşi Ahmet Yasin Kasarcı da darbe girişimini halı sahada arkadaşlarıyla maç yaptığı sırada öğrendiğini söyledi.
Eve geldikten sonra televizyonda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 'Meydanlara ve havaalanlarına çıkın' çağrısıyla birlikte hiç tereddüt etmeden 15 Temmuz Şehitler Köprüsüne hareket ettiklerini aktaran Kasarcı, "Askerler üzerimize ateş ediyorlardı. Eşim, 'Ben vuruldum' dedi. Ona dönerken mermiler sırtıma saplandı. Mermilerin saplanmasıyla birlikte silah sesleri, gürültü, insan sesleri, bende hepsi bir anda kesildi." dedi.
“HEMEN KÖPRÜYE KOŞTUK”
Gazi olan Ömer Faruk Şahin de iş yerindeyken bir arkadaşının haber vermesiyle darbe girişimini öğrendiğini, dükkanı kapatarak tüm tanıdıklarına sokaklara çıkma çağrısında bulunduğunu belirtti.
Devlet büyüklerinin sokağa çıkma çağrısını duyduktan sonra ailesiyle birlikte karar alarak çağrıya uyduklarını dile getiren Şahin, şunları kaydetti:
"Babamları beklemeden çıktım. Kısıklı'da polis telsizinden, köprüde vatandaşların üzerine ateş açıldığını duyduk. Hemen köprüye koştuk. Hiç korkmadan mermilerin üzerine Kelime-i Şehadet getirerek yürüyen insanları gördüm. Gişeleri geçtiğim esnada omuzumdan iki defa vuruldum. Yerde yattığım esnada üzerime ateş açmaya devam ettiler. Benim elimde sadece Türk bayrağı vardı. Silah tutmadık, bayrağımızdan rahatsız oldular. Hastanede telefonum çaldı, sokağa çağırdığım arkadaşlarımdan bir tanesi şehit olmuş onun haberini aldım. Peşinden, bir arkadaşımın parmaklarının koptuğu haberini aldım. Parmakları kopan arkadaşımın kollarında diğeri şehit olmuş."
“BİZ TÜRKİYE'YİZ VE BİZİM GİDECEK BAŞKA BİR TÜRKİYEMİZ YOK”
Yusuf Çiftçi ise darbe girişimini sosyal medyadan ve arkadaşlarından gelen mesajlarla öğrendiğini ifade etti.
"Suriye'den gelen mültecileri görüyoruz her gün. Biz Türkiye'yiz ve bizim gidecek başka bir Türkiye'miz yok. Biz mülteci durumuna düşemeyiz." diyen Çiftçi, "Bayramlık kıyafetlerimi giyerek dışarı çıktım. Cihada gidiyorsak, düğüne bayrama gidiyoruzdur. Bizim için öyledir. Komşumla birlikte yola çıktık. Önce Kısıklı'ya gittik oradan köprüye gittik. Köprü altında toplanan kalabalığa yukarı çıkalım dedim. Tekbirlerle yürümeye başladık. Bizim tekbirlerimizi duyan askerler havaya yoğun ateş etmeye başladı. Hiçbirimizde silah yok elimizde sadece Türk bayrağı var. Kol kola girdik. Bir anda yanımda insanların kanlar içinde yerde yattığını, koluma giren insanların dağıldığını gördüm ve insanların vurulduğunu anladım. İlk şokum insanların vurulması değil, bunların böyle bir şeyi nasıl yapıyor olmasıydı. Yerde yaralı yatan polis memuruna yardım ederken koltuk altımda bir sıcaklık hissettim. Yaralandığımı gören başka bir polis memuru da yere yatmamı söyledi. 'Yere yatsam da öleceğim, ayakta da öleceğim. Öleceksem ayakta öleyim' dedim." ifadelerini kullandı.
Programın sonunda konuşmacılar ile şehit yakını ve gazilerimize Türk Bayrağı hediye edildi.