Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi (BAİBÜ) 2018-2019 akademik yılı açılışı düzenlenen törenle yapıldı.
BAİBÜ Bordo Salonda düzenlenen 2018-2019 akademik yıl açılışına, Bolu Valisi Aydın Baruş, Bolu Milletvekili Arzu Aydın, Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, Bolu Cumhuriyet Başsavcısı Önder Yaman, BAİBÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alişarlı, İzzet Baysal Vakfı Başkanı Ahmet Baysal ve Mütevelli Heyeti, daire müdürleri, sivil toplum örgütü temsilcileri, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.
Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan program müzik dinletisinin ardından protokol konuşmalarıyla devam etti.
Açılış konuşmasını yapan Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alişarlı, “Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, yeni öğretim yılına, yeni umutlarla başlıyor. BAİBÜ, devlet-millet iş birliğinin sembollerinden biridir. Eğitime gönül veren hayırseverlerinden aldığı güç ve akademik-idari kadrosunun özverili gayretleriyle ülkemiz yükseköğreniminde müstesna yeri olan üniversitemizi el birliği ile geleceğe taşıyacağımızı ifade etmek istiyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın 2018-2019 yılında açılış konuşmasında değindiği gibi; Güçlü üniversiteler için dijitalleşme adımları tekrar atılmalı, dijital teknolojilerin kullanılması ve geliştirilmesi konusunda dünyada öncü ülkeler arasında yer almalıyız. Verimliliği ve rekabet yönünü yükselten projeler ile bir nevi teknolojik bağımsızlığı elde ederek ülkemizin sahip olduğu verileri ve öğrettiği bilgileri hassasiyetle korumalı ve yaygınlaştırmalıyız. Üniversitelerin uluslararası açılımlar arasından da yeni bir dönemin eşiğinde olduğu bilinci ile üniversitemizin uluslararası tanınırlığını, saygınlığını yükseltmeye kararlıyız. Dünya üzerinde sesi daha fazla duyulan bir üniversite olmayı hedefliyoruz” dedi.
Bolu halkının Hayırsever İşadamı İzzet Baysal’ı unutmadığını ifade eden İzzet Baysal Vakfı Başkanı Ahmet Baysal, “İçinizde her yıl yapılan bu açılışlarda en çok mutluluk yaşayan kişi benim diyebilirim. 26 yıldır, başlayan bu açılışa her sene katılma imkanı buldum. Her sene yaşadığım mutluluğu katmerleyerek bir kez daha yaşamış oldum. Bu ilerlemiş yaşımda, bana bugün dahi, bu açılışa katılma imkanı veren Yüce Allah’ıma şükrediyorum. Bu üniversiteye hayat veren o yüce insanın yardımcısı olabilmek ve izinden gidildiğini görebilmek bana ayrıca büyük bir zevk ve heyecan veriyor. Kaybedeli 18 yıl oldu, görüyorum ki unutamadık, unutamıyoruz ve benden sonra da unutulmayacağına gayet eminim. Kaybedeli 18 yıl oldu ama kendisine bir kere daha Allah’tan rahmet diliyor, huzurlarınızda ona bir kez daha minnet ve şükranlarımı sunuyorum” ifadelerine yer verdi.
Öğrencilere Bolu hakkında genel bilgiler veren Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, “Uzun yıllardır Belediye Başkanlığı yapıyorum. Doğasıyla uyumlu bir şehir yapmak için uğraşıyoruz. Ben 15 yıldır bunun için çabalıyorum. Bolu’da modern, bilimsel bir belediyeciliği oluşturduğumuzu bilesiniz. Mali anlamda da güçlü bir belediyeyi oluşturmaya çalıştık. Şu an Türkiye’nin mali anlamda en güçlü Belediyesi biziz. Böyle bir yerde eğitim görüyorsunuz. Bolu nüfusunun yaklaşık 35 bini öğrencilerden oluştuğu için sosyal ve ekonomik anlamda şehre çok şey veriyorsunuz. Bundan sonra sizden şehircilik anlamında da katkılar vermenizi bekliyorum” dedi.
Bolu Milletvekili Arzu Aydın ise yaptığı konuşmasında, “Bolulu olarak şehrin her noktasında eserleri ile karşılaştığımız, içlerinde okuduğumuz, hastalığımızı tedavi ettirdiğimiz yerlerin mimarı merhum İzzet Baysal’ı rahmet ve minnetle anarken onun emanetine layıkı ile sahip çıkan Solmaz- Ahmet Baysal çiftine ve aynı zamanda İzzet Baysal Vakfı yönetim kurulu üyelerine hassasiyet ile teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum. Bizce üniversiteler sadece eğitim, öğretim ve araştırma misyonlarını yerine getiren kurumlar değildir. Onlar toplum için ülkemizin 2023-2053 ve 2071 hedefleri ve güçlü Türkiye’nin inşasına azami katkıda bulunmaya çalışan ülkesini ve milletinin derdi ile dertlenen içinde yer aldığı şehrin kokusunu duyan dinamiklerinden etkilenen ve bu aziz toprakları özümseyen ve coğrafyamızın yaşadığı krize karşı vicdanının gür sesini haykıran gençler yetiştirmektir” ifadelerine yer verdi.
Bolu Valisi Aydın Baruş ise yaptığı konuşmasında, “Üniversitemize bu yıl başlayan değerli öğrencilerimize hoş geldiniz diyorum, Bolu’ya sefalar getirdiniz. İnşallah Bolu’da bundan sonraki öğretim hayatınız mutlu ve huzurlu geçer, mezun olduğunuzda da Bolu’nun değerlerini tanımış olarak buradan ayrılırsınız. Bolu medeniyetimize öncülük etmiş insanların kabirlerinin bulunduğu ve Köroğlu gibi tarihe mal olmuş bir kahramanı yetiştiren bir şehir. Doğal güzelliklerin çok olduğu böyle güzel bir şehirde üniversite hayatını devam ettirmek hakikaten çok önemli bir şans. İnşallah bu şansı iyi bir şekilde değerlendirip ülkemize, milletimize çok değerli fertler olarak yetişirsiniz ve gelecek hayatlarınızda ailelerinizin, milletimizin gurur duyacağı insanlar olursunuz. Önümüzdeki hafta Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 95’nci yılını kutlayacağız. Bu Cumhuriyeti bin bir zorluk içerisinde kurarak bizlere emanet eden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere İstiklal Savaşı’mızın bütün kahramanlarını ve bugüne kadar bu ülke için canını verme erdemine ulaşmış tüm şehitlerimizi rahmetle ve minnetle anıyorum. Terörle mücadele ederken gazi olmuş tüm kahramanlarımıza Cenab-ı Hak’tan şifalar temenni ediyorum ve bu üniversitenin kurulmasını bin bir zorluk içerisinde sağlayarak kurduğu Vakıfla da üniversitemizin bugün Türkiye’nin sayılı üniversitelerinden biri haline gelmesini sağlayan rahmetli İzzet Baysal büyüğümüzü rahmetle anmak istiyorum. Allah gani gani rahmet eylesin. Bizlere düşen böyle bin bir mihnetle kurulmuş böyle bir eğitim kurumunu çok daha ileriye taşımak ve üniversiteler arasındaki seçkin yerini daha da ileriye götürmektir” dedi.
Dünya üzerinde 2 yüzden fazla bağımsızlığını ilan etmiş ülke olduğunu belirten Vali Baruş, “Bağımsızlığını ilan etmiş olan ülkelerden ne kadarının gerçekten bağımsız olduğunu kendimize sorarsak, Türkiye’nin de bu sayacağımız gerçekten bağımsız olan ülkelerin başında geldiğimizi öncelikle söylemek istiyorum. Biz bunu Cumhuriyeti kuran iradeye, sonrasında bu iradeyi yaşatmak için her türlü varlığını ortaya koyan atalarımıza ve bu tarihi büyük mirası devraldığımız ceddimize borçluyuz. Bugün Türkiye Cumhuriyeti bu mirası hakkıyla devam ettirmek isteyen nesiller sayesinde kıyamete kadar payidar kalacaktır. Siyasi bağımsızlık çok önemli. Ancak sadece slogan diliyle siyasi bağımsızlık olmaz. Ülkemizin bağımsızlığını, dünya üzerindeki seçkin yerini koruyabilmemiz için ekonomik anlamda da kalkınmış bir ülke olmamız lazım. Diğer taraftan ekonomik kalkınma da yeterli değil. Toplumların kalkınmasındaki etkenlerin en önde gelen unsurlardan biri de nitelikli insan yetiştirmektir. İnsanımızı inançlı ve kendine güvenen kişilerden oluşturmamız lazım. Yani sosyal kalkınmayı da başarmamız lazım. Bugün dünya ülkelerine baktığımız zaman kalkınma için doğal kaynakların her zaman yeterli olmadığını görüyoruz. Eğer doğal kaynaklar sayesinde ülkeler bağımsızlıklarını korusaydı bugün petrol bakımından doğalgaz bakımından çok zengin ülkelerin dünyada en güçlü ülkeler olması gerekirdi ama öyle değil. Bugün gelişmiş toplumlara baktığımızda bu kalkınmadaki ana faktörün insan kaynağı olduğunu görüyoruz. Dünya tarım toplumundan sanayi toplumuna oradan da bugün bilgi toplumuna erişmiş düzeyde ve hatta bu mesafede de durduğunu söyleyemeyiz. Artık çok değişik anlayışların ve sanayi devrimlerinin tartışıldığı bir ortamdayız. İşte ülkemizin gerçekten bağımsızlığını korumak için çağın gereklerini takip etmek nesillerimizi bilgi ve ülkemizin büyük bir ülke olduğunu bilincini vermek zorundayız. Bunun için de eğitim ile nitelikli insan yetiştirmemiz lazım. Eğitim, ülkelerin gelişmişlik düzeyini belirleyen ana faktörlerden birisidir. Ama sadece nitelikli eğitim yetmiyor. Aynı zamanda bağımsız olmamız için zihinsel anlamda da bağımsızlığı gerçekleştirmemiz lazım. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, eğitimin önemine binaen , “Eğitimdir ki bir milleti ya özgür, bağımsız, şanı yüksek bir toplum halinde yaşatır yada esarete, sefalete terk eder” demiştir” ifadelerini kullandı.
Nesillerimizi, gençlerimizi nitelikli olarak yetiştirirken diğer taraftan onların geleceğe güvenle bakması, ne kadar büyük bir ülkede yaşadıklarının bilincine varması için medeniyet değerlerimizi onlara tanıtmamız gerektiğini aktaran Vali Baruş, üniversitelerin bu bilinçle insan yetiştirmede son derece önemli bir fonksiyonu olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Üniversitelerimiz hem nitelikli insan gücü yetiştirme hem de geleceğe sahip çıkan ve milli şuuru yüksek düzeyde fertler yetiştirme konusunda çok önemli bir göreve sahipler. Üniversitelerimizde bilgi, araştırma merakı olan, kendine özgüven sahibi bireyler olarak gençlerimizi yetiştirmenin aynı zamanda onları gelecek idealine sahip, ne yaptığını bilen, hem kendi hem de ülkesinin geleceği için neler düşündüğünü gerçekten iyi kavramış olarak insanlar yetiştirmemiz lazım. Üniversitelerimiz, ekonomik ve sosyal alana katkısı bakımından bilginin topluma ve ekonomiye kazandırılması bakından da son derece önemli müesseselerdir. Bugün gururla söylüyoruz ki Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Hükümetimizin üniversite eğitimine verdiği önem sayesinde iki yüzü aşkın üniversitemiz oldu. Her ilimizde üniversitemizde var ama bununla yetinemeyiz. Çünkü bir taraftan üniversite eğitimini yaygınlaştırırken diğer taraftan üniversitelerdeki eğitim kalitesinin nitelikli insan yetiştirme anlayışının da hakim kılınması lazım”
Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nde 1992 yılından beri çok önemli alanlar açıldığını ve üniversitenin her yıl çok daha iyiye giden bir üniversite olduğunu aktaran Vali Baruş, konuşmasının devamında özetle şu ifadelere yer verdi: “33 bine yakın öğrencimiz, 1350 civarında akademisyeni olan 11 fakültesi 6 yüksek okulu 8 meslek yüksek okulu olan, bilimle araştırmaya önem veren projeleriyle her geçen gün öne çıkmaya çalışan bir üniversite. Böyle bir üniversitede öğrenim görmek gerçekten bir şanstır ve bunu iyi değerlendiriniz. Bizler de sizlerin daha iyi bir eğitim alması daha iyi koşullarda Bolu’da eğitim almanız için çaba gösteriyoruz. Üniversitelerimizin ekonomik sosyal yaşamının iç içe olması lazım. O şehirde yaşayan insanlar için sosyal ve kültürel faaliyetlerinin olmasını arzuluyoruz. Üniversitelerimizden ricamız özellikle liselerde okuyan ve üniversite adayı olan gençlerimizi bu üniversite ile buluşturmasıdır. İnşallah Valiliğimizle ve Rektörlüğümüzle birlikte önümüzdeki günlerde güzel projeler ortaya koyacağız. Belediyemizin de katılımlarıyla üniversitemizin liselerde okuyan gençler için bir ideal haline gelmesini sağlamaya gayret edeceğiz.
Sorunlarımız yok mu, tabi ki var. Ancak bu sorunları birlikte hareket ederek çözebildiğimizi görüyoruz. Bu anlamda idare olarak üzerimize düşen sorumluluklar var. Bunlardan en önemlisi barınma sorunu. Bugün artık mutlulukla söyleyebilirim ki Bolu AİBÜ’ye gelmiş bir öğrenci barınma sorunu yaşamıyor. Kredi ve Yurtlar Kurumu’na bağlı yatak kapasitemiz bugün 10 bin 120’ye ulaşmış durumda ki artık öğrencilerimiz talep ettikleri taktirde devlet yurtlarında kalmak imkanı buluyor. Diğer taraftan öğrencilerimizin üniversiteye rahat ulaşımı şehre rahat bir şekilde ulaşmaları için Belediye Halk Otobüslerinin daha sık sefer yapması önemli. Bu konuda da Belediyemizin gerekli duyarlılığı göstereceğini umuyoruz. Öğrencilerimizden de bu kapsamda bir ricamız var. Böyle olumsuz durumlarla karşılaştığınız zaman Valiliğimizle, Belediyemizle irtibat kurun. Sizlerin dertleriyle dertlenmek bizim vazifemiz. Çünkü Bolu’ya gelen her öğrencimizin problemine çare bulmak bizlerin yükümlülüğüdür. Diğer taraftan şehir esnafımızın da öğrencilere karşı anlayışlı davranması da çok önemli. Bu anlamda Bolu Ticaret Sanayi Odası’nın da üzerine düşen görevi yerine getireceğine inanıyorum. Üniversitemizin daha kaliteli hale getirilmesi noktasında öğretim görevlilerimizin gayret sarf ettiğini biliyorum. Ancak öğrencelerimize gerektiğinde bir anne- baba gerektiğinde abla- ağabey şefkati göstermek onlara arkadaşlık ederek bu şehri sevmelerini, bu üniversiteyi sevmelerini sağlamamız lazım. Buraya devam eden her öğrencimiz Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nin öğrencisiyim diyerek gururla söylemediği takdirde vazifemizi yapmış olamayız. Buradan mezun olduğunda Bolu’dan mezun olduğunu gururla ifade edebilecek bir ortam oluşturmamız lazım.
Diğer taraftan öğrencilerimizin de bazı sorumlulukları var. Biz bugün dünya ülkeleri arasında söz sahibi olan ve mazlumlar adına cesaretle haykıran bir ülke haline geldik. Bunun güvenini lütfen yüreğinizde hissedin ve böyle büyük bir ülkede yaşamanın, böyle seçkin bir üniversitede eğitim görmenin önemini bilerek ayaklarınızı yere sağlam basın. Çok çalışın, disiplinli çalışın. Sizin çağınızda beyin enerjinizi azami kullanmak çok önemli. Hayata dair kazanacaklarınızın bir çoğunu bu çağda kazanacaksınız. Yarın çalışma hayatınıza atıldığınızda burada edindiğiniz bilgi çok önem taşıyacak. 2018-2019 akademik yılının öğrencilerimize, akademisyenlerimize, Bolu’ya ülkemize hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum. Burada öğrenim gören tüm gençlerimize sonsuz başarılar diliyorum ve bu üniversitenin kurulmasında, bugünlere getirilmesinde ve bugün de ihtiyacı olduğunda her alanda yardım edilmesinde emeği geçen tüm hayırseverlerimize başta merhum İzzet Baysal olmak üzere İzzet Baysal Vakfı Başkanı Ahmet Baysal’a ve mütevelli heyetine çok teşekkür ediyorum.
Konuşmaların ardından Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi akademisyenlerinden kendi dallarında profesör unvanı ve yetkisi alanlara teşekkür belgeleri verildi.
Maltepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersin Nazif Gürdoğan, “Girişimcilik”, İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca ise “Dijital Dönüşüm” konularını içeren ilk derslerini verdi.